Tüketmeyelim, Yararlanalım…


English

Tuketim kelimesine yerine, yararlanmak isterseniz baska bir onerim olacak…

“Tüketim” yerine “yarar” sozcugu bana sanki daha dogru gibi geliyor. “Yararlanmak” eylemi de “tuketmek” eyleminden daha iyi seyler ifade ediyor. 
 
“Yarar” sozcugu icindeki anlamlarda “bir isten elde edilen iyi son uc”(tdk sozluk 1.anlam) veya “uygunluk””(tdk sozluk 3.anlam)”Tuketim”in aksine, “yararlanmak”, “yok etmek” anlamina gelmiyor. 
 
Ayrica, “yarar” kavramini, Antik Yunan filozofu Epikuros’tan, 18.yuzyilin onemli “yararci” dusunurlerinden olan Jeremy Bentham’a, oradan 19.yuzyilin onde gelen iktisat dusunurlerinden J.S Mill’in “kamusal yarar” kavramina ve oradan da gunumuze kadar bir tarihsel surec icinde izlemek mumkun…
 
Fakat Mill’in uzerinde durdugu “kamusal yarar” kavraminin dogayi da icine alacak sekilde genisletilmesi gerekiyor diye dusunuyorum.
 
Bu genisletmenin geregi yeni kamusal ozneyi tanimlayabilmek icin, “Derin Ekoloji” kavraminin mucidi Norveçli eko-filozof Arne Naess’in “ekolojik benlik”(1995) kavramindan yararlanilabilir. “Ekolojik benlik”, insanin kendi benligini ekolojiyi de icine alacak sekilde genisletmesi anlamina geliyor. Yani, doga ayri, insan ayri bir yaratik degil. İkisi, ayni yaratik. Dolayisi ile bu anlayista doga ve insanin, aci ve sevincte ortak ve ayni oldugu kabul edilir…
 
James Lovelock gibi biliminsanlari, bu “benlik” ve/ya “bilinc”i, daha cok gezegenin gunese uyumlanmasi, yani yeryuzu isisinin sabit tutulmasi(termostatis) konusunda buyuk rol oynayan gezegenel bagisiklik sistemi(biyosfer) icersinde degerlendirmistir ki Lovelock buna “Gaia” derken, ben buna “biyosferal ego” diyorum. Ve bunu diyerek, Naess’in Freud’dan aldigi bireysel ego ve benlik tanimini doga ile birlestirerek,”ekolojik ego-self”e genisletmesine, biyolojik ya da fizyolojik bir temel kazandirmaya calismis oluyorum.
 
Tabii, bunu yaparken de zihin veya bilis felsefesinin binlerce yildir cozmeye calistigi insan bilincini anlayabilme konusunda yeni bir cozum olarak, insan bilincini kendi bagisiklik/savunma ya da uyumlandirma sistemlerimize, ya da daha dogrusu hepimizin bireysel bagisiklik sistemini kapsayan ve belli bir suura sahip olan tek bir biyosferal bagisiklik/uyumlandirma sistemine baglamis oluyorum ki bu biyosferal bagisiklik/uyumlandirma sisteminin ana islevi termostatis’i saglayacak formlara gunesin coskusunu ruzgarlandirmaktir…
 
Tabii, bu durumda”biyosferal ego”, parca-butun iliskisi icinde ve hologramik bir bicimde bizim egolarimizi(kisisel benlik ve suurlarimizi)da kapsamis oluyor. Nasil? Bize ait oldugunu iddia ettigimiz bagisiklik sistemlerimiz daha once de bahsettigim gibi kisisel benliklerimizin surdurulebilirligi hesabina calismiyor. Daha cok gezegenel bagisiklik sisteminin hesabina calisiyor gibi bir tavir sergiliyor. Bu da parca-butun iliskisi icinde anlasilabilir birsey tabii…
 
Yeni kamusal ozneyi yukaridaki gibi tanimlamaya calistiktan sonra, bu tanimlanan yeni kamusal oznenin”kamusal yarar”ına geri donecek olursak, “kamusal yarar” yukaridaki genisletmelerle gunesin coskusunu icine alacak sekilde “biyosferal ego”nun “akortcu yarar” anlayisina donusturulebilir… Buradaki “akortcu” tanimi, yarar kelimesi icindeki uygunluk anlamini ile de ortusur.
 
Yarar saglamak icin mukemmel cevrimsellikler saglayacak, diger yasam uclarina baglanabilecek, iyi son uclar elde etmeliyiz: Yararlanmaliyiz ama asla elde ettigimiz bu yasamsal uclari tuketerek, yok etmemeliyiz:)
 
Bu kadar yabanci kaynaga referans yaptiktan sonra Anadolu koylusu icin “Anadolu halkinin bir ruhu vardı, nufus edemedin!” diyen “Yaban”nin Ahmet Celal’i gibi olmadan, biz de o ruha yarar bir referansla, “Size yeryüzünde bir zamana kadar yerleşme ve yararlanma vardır” diyerek bitirelim:) Tabii, bu hatirlatmayi yaparken, 1930’lardaki “Yaban”da yer alan bu koylu halkin buyuk cogunlugunun bugun artik topraktan yararlanan koylerden, topragi tuketen kentlere goc ettigini de unutmamak lazim…

Not1: Bazı sozluklerde “yarar” sozcugunun anlamlari arasinda bilgi iceren bir gostergeyi bir yere asmaktan gelen “asi” da verilir. Tabii, bu gosterge bilim acisindan ele alindiginda bilgi, baska uclarla baglanabilecek iyi son uclardir. Bu anlamda bilgi, tuketilemez; bilgiden yararlanilir… Bunun bilgi toplumu icin de ayri bir anlami olsa gerek…

Not2: “Kullanmak” ve “yararlanma”nin Ingilizce karsiligi da bildiginiz gibi “to make use of” olarak da ifade edililir.
 
Havaya karbondioksit salmadan ve yaşamı tüketmeden, biyosferden yararlanan çok güzel bir örnek:)

Yorum bırakın